Adaptasyon; Mevcut durum dışına çıkarak yaşama sürecine devam edilen yeni ortamlar içinde kullanılabilen bir terimdir.
İkinci çocukluk dönemine geçişi de temsil eden ilkokul, okul öncesi eğitimin başladığı dönemde hem çocuklarımız hem de ebeveynlerimiz belli bir adaptasyon sürecinden geçer. Bu süreç bazı çocuklar için çok kolay olsa da sancılı geçirebilen çocuklarımız ve ailelerimizde elbette ki vardır. Bu yazımızda birazda bu durumlarda neler yapabiliriz kısımlarına değinelim isterim..
Okul süreci ülkemizde bazı özel ve devlet kurumlarında adaptasyon haftası olarak adlandırılır ve kurum tercihleri sebebiyle kısa kısa saatlik okulda kalma süreleri ile tamamlanır. Yıllardır annesi ile evde veya aile ortamında vakit geçiren çocuk birden kendi boy ve yaşıtlarında bir çok arkadaşının bulunduğu bir ortama dahil olur, yemek saati ,oyun saati veya ilkokula başlayan çocuklarımız için ise ders saati, teneffüs saati gibi öğrenilmesi ve bilmesi gerek bir çok kavram ve kural hayatına dahil olmaya başlar.
Tabi ki bu sürecin sancılı geçmesi çocuklarımız için çok normaldir. Öncelikle bunu kanıksayarak bu süreci yönetmeye başlayabiliriz. Okula gideceği çocuğa çok net anlatılmalıdır. Okulda nelerin onu beklediği tatlı bir dille izah edilip çok fazla açıklamayla zihnini karıştırmadan ön bilgilendirme muhakkak yapılmalı ve okul günü için kıyafet, malzeme hazırlıklarına çocuğumuzda dahil olmalıdır.
Okul günü çocuğumuz kucağımızda kalmak isteyebilir, öğretmeninin elini tutmayı ya da içeri girmeyi reddedebilir, ağlayabilir ve girmemek için direnebilir elbette. Lütfen çocuğu reddetmeden, hayır, mecbur gireceksin dayatmaları ile olumsuz cümleler kurmayalım. Bunun aksine buradayım anneciğim sen arkadaşlarınla tanıştıktan sonrada burada olacağım ve birlikte geldiğimiz gibi evimize döneceğiz şeklinde olumlu cümlelerle onu anladığımızı hissettirmemiz bu süreçte bize katkı sağlayacaktır.
Tabi ki anneler ve babalarda bu süreçte bir adaptasyon yaşarlar. Onlar içinde bu çok köklü bir değişikliktir. Daha dün yürümeyi yeni öğrenen, kendi becerileriyle yemek yemeye çalışan evladımız birden bire kocaman bir çocuğa dönüşüverir gözümüzde..
Çocuk okul kapısında ağladıkça anne kendi yüreğince içeride de hep ağladığını tüm gün her şeyi reddettiğini düşünür ve daha çok panik olur. Uzun yıllar özel bir anaokulunda kurum müdürlüğü yaptığım dönemde ki tecrübelerime dayanarak gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki evlatlarımızın çok büyük bir kısmı anne kapıdan ayrıldıktan sonra içeride düzene ayak uydurmaya başlar. Evet ayrılma anı ağlar fakat içeriye girdikten sonra ilgisini çekebilecek bir sürü farklı materyal ve durum vardır. Her şeyden öte iletişim kurabileceği, göz temasında olan bir sürü yaşıtı vardır ve o antipatik durum bir anda dağılır.
Akşam ailesiyle buluşan çocuk ertesi gün tekrar gitmemek için direnebilir buda çok normal bir durumdur. Çünkü birlikte uyuduğu, tüm gün öz bakımları dahil her şeyi birlikte paylaştığı annesinden ayrılmak istemez. Fakat günler geçtikçe sabah okula gidip çıkışta annesinin onu alacağı durumunu hayatında netleştirmeye başlar ve güven duygusunu oluşturur.
Süreç yönetilmesi zor görünse de anne baba çocuk üçlüsünde içinden çıkılmaz bir hal almaması için sağduyu ve anlayış farkındalığı ile hareket edelim. Yetişkinler olarak bizler de yeni başladığımız bir işte ilk gün tedirginliği hep yaşarız ya da yeni taşındığımız bir ev bir sitede ortama alışana kadar insan seçme eğiliminde oluruz. Nasıl davranacağımızı selam versek mi vermesek mi onda bile tereddüt ederiz o halde ilk yapmamız gereken şey çocuklarımıza empati ile yaklaşabilmek..
Daha önce ne kadar süreç geçirdik çocuğumuzla düşünsenize..
Ek gıdaya geçiş, bezi bırakma, konuşma ve iletişim yetenekleri..
Ve niceleri..
Tabi ki okul sürecini de en iyi şekilde yönetip hem saygıdeğer öğretmenlerimizin hem canımızdan kıymetli çocuklarımızın güven ortamlarını sevgiyle oluşturabilir..
2021-2022 Eğitim ve Öğretim hayatımız hayırlı olsun ☺
Bir çocuğun akademik başarısından önce iç huzuru ve sevgi dolu bir birey olması çok daha önemlidir..
Tüm öğrencilerimize başarı ve mutluluk dolu bir dönem dilerim.