Çocuk..
Annenin rahminden dünyaya uzanan bir vuslat..
Ol diyen Rabbin olduran mucizesi..
Allah’ın yoktan var etme ‘’ Tekvin’’ sıfatı ile dünyaya gözünü açan çocuk..
Nefes alışverişinin başlaması ile büyük bir feryat eder. Aslında o an aradığı tek şey güvendir.. Belki göremez, belki duyamaz belki görsede duysada algılayamaz ama içinde çok derinlerde onu besleyen ruhun ona dokunmasını bekler.
ANNE ile ilk temas her daim her çocukta tarifi zor bir bağlanma gerçekleştirir. Aslında ‘’Ben buradayım, artık sadece ben yokum , biz varız’’ demektir.. Annenin koynuna verildiği an feryad yerini sükûnete bırakır. İşte bu yüzden çocuklarımız ömür boyu sükûnet arar.. Fıtrat ya da karakter gereği çok hareketli çocuklar dahil olmak üzere her çocuk aile ortamında kendini kanıtlama çabası içindedir. En çok da hareketli çocuklar BEN BURDAYIMın ispatıdır aileye..
‘’Beni görün, ben varım, bakın bunları yapıyorum..’’
Bizler aile olarak görmedikçe o hız daha da çok artar. Yaş ilerledikçe büyüme yerini çocukluktan çıkıp ergenliğe bıraktıkça da ne yazık ki isyankar bir ruha dönüşüverir.
Sevgi dolu aile ortamlarında tam özgüvenle büyümüş çocuklarımızın dahi henüz anne karnında başlayan bilinçaltı kayıtlarıyla hayatlarını idame ettirdiklerini düşünecek olursak, sıradan göz ardı edilerek büyütülmüş çocukların ailede ki bilinçaltı kayıtlarıyla ileride nasıl birer ebeveyn olacaklarını ön görmemek ne yazık ki mümkün değil..
– Sevgi
– İlgi
– Ön sezi
bu üç duruşun bulunduğu bir ebeveyn özgüveni yüksek, hiçbir canlıya zarar vermeyen merhamet ve vicdan dolu kendi haklarını gözetebilen çocuklar yetiştirebilir. Dünyaya geldiğinde karşılıksız sevginin ne demek olduğunu anne ve babaya hatta ki ona her türlü bakımı sağlayan tüm aile büyüklerine çocuk öğretir. Bebeklik döneminden çıkıp çocukluk dönemine geldiğinde ise ilgi bekler. Benimle oynasınlar, oyun kursunlar, parkla tanıştırsınlar,çamurla karıştırsınlar, yağmurda ıslanmama izin versinler, koşup düştüğümde tekrar kalkmayı öğretsinler vb.. çocukluktan çıkıp ergenliğe geldiği dönemde ise ebeveynlerine ön sezi görevi yükler ;
-Ben göremem anne, sen gör
-Ben kendimi koruyamam baba, sen koru
Aslında bu iki cümlenin açıklaması şudur: Beynin yapısal ve nörokimyasal durumları ile psikolojik ve sosyolojik alanları denge taşları gibidir. Ergenlik döneminde ise bu taşlar biraz dengeden çıkabilir işte tam da bu anlar da ebeveynlerde ki önseziye ihtiyaç duyar çocuklar.
Diğer yazılarımızda bu konulara tek tek daha da ayrıntılı değinmek isterim elbette ama başlangıçta bilmemiz gereken en önemli konu bize karşılıksız sevgiyi öğreten çocuklarımıza, ebeveylerine sınırsız güvenebilmelerini sağlamaktır.
Büyük islam düşünürü, mutasavvıf Mevlana; çocukların henüz bebeklik döneminde annelerinin sözleriyle kulaklarının dolduğunu, büyüyünce de bu söz ve üslupla konuştuğunu bilmenizi isterim derken de annenin çocuğu üzerinde ki etkisinin önemini vurguluyor.
Bilmeliyiz ki ebeveyn olarak önce bizler iyi olmayız. Her konuda önde, öncü olmalıyız. İyiyi ve doğruyu öğretebilmek için önce biz iyi ve doğru olmalıyız.
Psikolojik olarak donanımı tam olan bir aile harika çocuklar yetiştirir. Çocuk/ çocuğum olarak değil BİREY olarak görmeyle başlayabiliriz bu yola..
Sevgi ile..
GAMZE KOLUMAN MENTEŞE